Abdüssettar Hayati Avşar
Abdussettar Hayati Avşar, onu iyi tanıyan bizim kuşağın deyişiyle Abdussettar abi, tam anlamıyla “Nev-i şahsına münhasır” bir kişiydi. Yani günümüz Türkçesiyle söylemek gerekirse; hiçbir kimsede bulunmayan ya da hiçbir kimseye benzemeyen, sadece kendine has özellikleri olan bir insandı.
Onu özel yapan; aileden gelen inanılmaz hafızası, genel kültürel birikimi, hemen her konuda ama özellikle Diyarbakır ve İslam tarihi ile ilgili şaşılacak derecede detaylı, doğru bilgi hazinesi ve her konudaki heyecanlı anlatım tarzıydı.
Anlatmaya başladığı konuda, birdenbire ana konuyu bir tarafa bırakıp, ince bir detaya girmesi ve bambaşka ilginç konulara geçmesi onu tanımayanları şaşırtan ancak tanıyanları gülümseten bir diğer özelliğiydi. Ya da herhangi bir konuda sohbet edilirken birden araya girip konu ile ilgili bir detayı sorması sürpriz değildi. Bu durumda yapılacak en iyi şey, benim de yaptığım gibi, derhal teslim olmak ve sözü ona bırakmaktı.
Abdussettar Hayati Avşar’ı devamlı kaynayan, ne yapacağı belli olmayan aktif bir yanardağa benzetmek mümkün. Bilgi ve anıların, sorulmaya hazır soruların veya nerede olursa olsun, kim olursa olsun yanlış bilgiler veren konuşmacıya hemen müdahale etme alışkanlığının hazır beklediği ve ne zaman söyleneceğinin belli olmadığı bir kişiliğe sahipti.
Denebilir ki en büyük eksikliği bu bilgi birikimini yazıya dökmemiş olmasıdır. Bu nedenle bu konudaki eksiliği gideren yakın çalışma arkadaşı Zübeyde Kırmızı’ya ne kadar teşekkür etsek azdır.
Abdussettar Hayati Avşar örneği kolay kolay gelmeyecek bir kendine özgü bilgeydi. Adı ve birikimi ondan sonra da yaşayacaktır. Nur içinde yatsın.
Prof. Dr. Halil Değertekin. 2024